Kız Kulesi türlü türlü efsanelere, aşklara hikaye olmuş, ne evlilik tekliflerini, ne doğum günleri görmüştür kim bilir...
Dostlarımda sanırım böyle düşünmüş olsa gerek Doğum günüm sebebi ile bana güzel bir sürpriz hazırlamışlar. Nereye gideceğimi bilmeden Pazar günü sabahı,
Üsküdar iskelesinde aldım soluğu, güne erken başlamamız gerektiğine karar verip kahvaltı (Brunch) organizasyonu yapmışlar. Gelirken fotoğraf makinamıda yanıma almamı sıkı sıkı tenbih ettiler.
Hava hafif kapalı ama günün kalanı için umut vadediyor.
İskeleden kız kulesi istikametine yürümeye başladık.
Bu arada atlamadan birazda Kız kulesinin tarihinden bahsedelim. Üsküdar’da Bizans devrinden kalan tek eserdir. M.Ö. 24 yıllarına kadar uzanan tarihi bir geçmişe sahiptir. Osmanlı döneminde gösteri platformundan, savunma kalesine, sürgün istasyonundan, karantina odasına kadar bir çok işlev yüklenmiştir. Asli görevi olan ve yüzyıllardan beri varlığı ile insanlara, geceleri ise geçen gemilere göz kırpan feneri ile yol gösterme işlevini hiç kaybetmemiştir.
En az İstanbul kadar eski bu mekan 2000 yılında ise restore edilerek, artık çatal-bıçak seslerinin duyulduğu bir restaurant haline dönüştürülmüştür.
Sahilde kız kulesinden gelecek tekneyi beklerken sevinçten yerimde duramaz olmuştum.
(15 dk da bir kız kulesine sefer yapan tekneler var)
Evliya Çelebi Kız Kulesini şöyle tarif ediyor; Deniz içinde karadan bir ok atımı uzak, dört köşe, sanatkarane yapılmış bir yüksek kuledir. Yüksekliği tam 80 (seksen) arşındır. Sathı mesehası iki yüz adımdır. İki taraftan yerde kapısı vardır.
Kız kulesinden seyretmeye doyamadığım İstanbul manzarasını, biricik arkadaşım Burcu'nun "acıktım acıktım hadi artık" sesleri ile bir kenara bırakıyorum.
Girişin hemen sağında bar, tam karşısında da sahne var. Akşamları canlı müzik oluyormuş.
Bu yazıyı ikiye hatta üçe ayırmam gerekiyormuş. Birincisi Kız Kulesi, İkincisi üste resmini gördüğünüz masam, üçüncüsü kahvaltı. :))
(Not : Akşam yemekleri için bu masada oturmak isterseniz ekstra ücret ödemeniz gerekiyor. Evlenme teklifi etmek o kadar da ucuz değil :) )
Gelelim serpme olarak servis edilen kahvaltısına Menülerinde, Zeytin Çeşitleri, Beyaz Peynir, Kaşar Peynir, Dana Jambon, Dana Salam, Domates, Salatalık, Hindi Jambon, Bal, Omlet, Börek, Tereyağ, Reçel, Ceviz, Kayısı, Simit ve Poğaça vardı.
Serpme kahvaltılarda paket olarak tereyağ ve reçel verilmesini doğru bulmuyorum bu yüzden masaya gelen (resimde de gördüğünüz) paketler bu mekana pek yakışmadı. Diğer taraftan sundukları kahvaltı çeşitleri son derece kaliteliydi.
Kahvaltımızı ettikten sonra birde kuleye çıkalım diyoruz. İlk katta Osmanlı Macunu satan tatlı bir amca karşılıyor.İkinci katta ise minik bir hediyelik eşya dükkanı da var.
Kuleye çıkıpta manzaraya bakınca içimden bir ses Orhan Veli' nin şiirini söylemeye başlıyor.
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
Önce hafiften bir rüzgar esiyor;
Yavaş yavaş sallanıyor
Yapraklar, ağaçlarda;
Uzaklarda, çok uzaklarda,
Sucuların hiç durmayan çıngırakları
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı...
Önce hafiften bir rüzgar esiyor;
Yavaş yavaş sallanıyor
Yapraklar, ağaçlarda;
Uzaklarda, çok uzaklarda,
Sucuların hiç durmayan çıngırakları
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı...
Normalde bu kadar duygusal değilim ama mekan beni bile şair yapar. :)))
Ve artık dönüşe geçme zamanı.
Canlarım iyi ki varsınız ve iyi ki beni kahvaltıya Kız Kulesine götürdünüz. :))
Kız Kulesi İle İlgili Anlatılan En Yaygın Efsane
Kızkulesi ile ilgili anlatılan ilk hikaye; Ovidius’un kaydettiği bir aşk hikayesidir. Hero ile Leandros adlı iki gencin hüzünlü aşkını anlatan bu hikaye, Hero’nun kuleden ayrılmasıyla başlar. Hero Afrodit’in rahibelerindendir ve aşka yasaklıdır.Yıllar sonra Afrodit’in tapınağında yapılan bir törene katılmak için kuleden ayrılır ve orada Leandros ile karşılaşır. Birbirine aşık olan iki genç, Leandros’un gece kuleye gelmesi ile aşklarını kutsarlar. Kızkulesi her gece iki gencin gizli aşkına ve yasak sevişmelerine tanıklık eder. Leandros’un yüzerek kuleye geldigi fırtınalı bir günde Hero’nun yaktığı sevda ateşinin feneri söner. Karanlıkta yolunu kaybeden Leandros boğazın sularına gömülür. Sevgilisinin öldüğünü gören Hero da kendini Kızkulesi’nden boğazın sularına bırakır.
Kız Kulesi :
Adresi : Marmara Denizinin ortası :)))
Üsküdar sahilden kalkan teknelerle Kız Kulesine ulaşabilirsiniz.
Sadece ziyaret içinde kullanılabilir. Gidiş Geliş tekne ücreti 5 TL
(Kahvaltı için gelen misafirler teknede ücret ödemiyor.)
Not: Alkollüdür.
Not: Alkollüdür.
Fiyat Bilgileri :
Ortalama 30-40TL arasında kahvaltı ücreti olduğunu düşünüyorum. (Ziraa hesap konusuna müdahil olmama izin vermediler.)
Fiyat ile ilgili yorumum kahvaltıya göre pahalı, mekana göre ucuz derim. Özel günler için kullanılabilecek bir yer. Ama herkesin en azından ziyarete gitmesini şiddetle öneririm.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder